13 Ocak 2016 Çarşamba

University Circle and The Places of Worship / Üniversite Bölgesi ve İbadethaneler

Date: 10/02/2014 Thursday


Tarih: 02/10/2014 Perşembe


yol haritamız/ our route map


case wesrtern unıversıty / case western universitesi
I had different experiences again. We had tripped the garden and contunied to trip. There were some buildings which was designed with neo-classical architecture, on the road. The Severance Hall was one of them. That building was used such as concert hall. It had a eaves wall (actually i dont know what does it mean in english) that is a rome style triangle surface with reliefs. That triangle surface was carried by columns. I have never seen inside of it. 

Farklı deneyimlerim oldu yine. Bahçeyi dolaştık ve gezmeye devam ettik. Cadde üzerinde neo-klasik tarzda tasarlanmış bazı binalar vardı. Severance Hall onlardan biriydi. Bu bina konser salonu olarak kullanılıyor. Bir alın duvarına sahip.(aslında bu ingilizce de ne anlama gelir bilmiyorum.) Roma stili üçgen rölyefli yüzey. Bu üçgen yüzeyi kolonlar taşıyordu. Onun içerisini hiç görmedim.



The severance hall


kelvın smith lıbrary / kelvın smıth kütüphanesı
There was a big church on the street. I saw a church when i was 9 at another city of Turkey first time. But that day the church was closed, and i coundnt see inside of it. I was wondering how are inside of churchs. I got into this once. The chuch's name was the church of the covenant. It seemed historical place. Everywhere was full of wood curvings furnitures and decorations. And Walls was carring portraits which were thought he was Jesus and Saints. 
I was viewing walls, wood decorations, potraits. Potraits were very emotional. There was a piano at abscissa. A lot of praying desks that made of wood, had ranged. Nobody was in there. I took some pictures. I turned my back. There was a huge church organ. This was my first observing church. Everything were so interesting for me.


the church / kilise

Sokak üzerinde büyük bir kilise vardı. Ben ilk  kez 9 yaşında Türkiyenin başka bir şehrinde kilise görmüştüm. Ama o gün kilise kapalıydı ve içerisini görememiştim. Kiliselerin içleri nasıl olur merak ediyordum. İlk kez içine girdim. Kilisenin ismi "Ahdin kilisesi". Tarihi bir yere benziyordu. Her yer ahşap oyma mobilya ve dekorasyonla doluydu. Duvarlar Hz. İsa (a.s) ve azizlerin olduğu düşünülen potreleri taşıyordu. Duvarları ve ahşapları inceliyordum. Portreler çok duygusaldı. Apsiste bir piano vardı. Ahşaptan yapılan bir çok dua etme bankı sıralanmıştı. İçerde kimse yoktu. Bi kaç resim çektim. Arkamı döndüm. Devasa kilise orgunu gördüm. Bu benim ilk kilise gözlemimdi. Herşey çok ilginçti benim için.

I want to talk you about what is Jesus means for muslims. Actually we / muslims always add an extra word "Hazret" that means "venerable" if we say his name. We are thinking of that if we dont say vererable before his name, this can be disrespect. We called "Hazreti İsa (a.s)". Shortened word "A.s" is aleyhiselam that means "peace upon be him". And normally we dont never draw potraits of prophets. Because they are very holy in our religion. We believe other prophets, too. The God / Allah have sent us holy prophets as messengers to forward holy messegas. A lot of Prophets exist. Names of 25 prophets is mentioned in Holy Quran. You may think it was a titling strip about muslims.

Size Hz İsa (a.s)'nın müslümanlar için ne anlama geldiğinden bahsetmek isterim. Aslında biz / müslümanlar daima "Hazret" diye anlamı "saygıdeğer" olan ekstra bir kelime ekleriz, eğer O'nun(a.s) ismini söylersek. Şunu düşünürüz; eğer saygıdeğer demezsek onun isminden önce bu saygısızlık olabilir. Biz "Hz. İsa (a.s)" deriz. Kısaltılmış olan "a.s" aleyhiselamdır ki anlamı "barış selamet onun üzerine olsun" demektir. Ve normalde asla peygamberlerin portrelerini çizmeyiz. Çünkü Onlar bizim dinimizde çok kutsaldır. Biz diğer peygamberlere de inanırız. Allah (c.c), mesajlarını iletebilmek için bize kutsal peygamberler gönderdi. Bir çok peygamber vardır. 25 peygamberin ismi Kutsal Kur'an-ı Kerim'de bahsedilir. Bunu müslümanlar hakkında bir ek bilgi bölümü olduğunu düşünebilirsiniz :)

We went out from Church. We had to perform Salaat. We found a place. It included different rooms for different religions. Students used there if they have to pray. Do you know, A lot of universities in US usually had praying place for students who believe other religions. Although ninety-five per cent of people were muslim in Turkey, this situation still is discussed about building praying centers even masjid at University Campuses .  What a ironic !
to the prayıng rooms / ibadet odalarına doğru

Kiliseden dışarı çıktık. Namaz kılmalıydık. Bir yer bulduk. Burası farklı dinler için farklı odalar içeriyordu. Öğrenciler eğer ibadet etmeleri gerekirse kullanıyorlardı. Biliyor musunuz? Amerika içinde bir çok üniversite, genellikle, diğer dinlere inanan öğrenciler için ibadet yerlerine sahiptir. Türkiye'de insanların yüzde 95 i müslüman olmasına rağmen,  bu durum hala tartışılır, üniversitelerde ibadet mekanları inşa etme konusunda. Mescid için bile. Ne kadar ironik ! 
praying center / ibadethane merkezi
ıt ındıcated to prayıng areas /ibadet alanalrını işaret etmekte

Muslims take off shoes when it is praying time. So you should take off your shoes if you use the designed room at there for muslim. They are so respectful. There was a large wool rug that was laid to direction of the Holy Kaaba in the room. Walls seemed like made of concrate. This style's name is brutalism in Architecture. Brutalist architects use materials with its natural states. They dont cover used materials with another materials. There was a small bookcase with holy religions book such as Bible and Quran. I want to make an anouncement to founders of there. ""Holy books never are putted at down aside. And yes, the people who took Holy books to put from down to up one by one, us :D""

Müslümanlar ibadet zamanlarında ayakkabılarını çıkarırlar.Yani eğer orada müslümanlar için tasarlanan odayı kullanırsanız ayakkabılarınızı çıkarmanız gerekiyor. Çok saygılılar. Oda içinde Kutsal Kabe yönünde serilmiş geniş bir halı vardı. Duvarlar betondan yapılmış gibi gözüküyordu. Bu stilin mimarlıktaki ismi "Brütalizm"dir. Brütalist mimarlar, malzemeleri doğal halleriyle kullanırlar. Malzemelerin üzerine başka malzemeyle kaplamazlar. Orada küçük bir kitaplık vardı, İncil ve Kur'an-ı Kerim'i içeren. Burdan oranın kurucularına anons yapmak istiyorum. ""Kutsal kitaplar asla aşağıya konulmaz. Ve evet Kutsal kitapları tek tek aşağıdan yukarıya koyan o kişiler bizdik :D" "

the unıversıty hospital / üniversite hastanesi
Afterwards, we had decided to visit Mudejar's workplace. It was an university hospital. Fountains existed at front yard of the hospital. It had some words on its pavement: To discover, to learn..etc. The entry hole was so wide. Wood materials was used, thus, there were warm place. The hospital was front of the church. When i decided to take a picture from hospital to church, i saw a thing between building, back of the church. The titanium-clads. And asked to Pantherars. "what is that!". Actually, i knew answer. Gehry!


lobby of hospital / hastanenin lobisi 

Sonra, Mudejar'ın işyerini ziyaret etmeye karar verdik. Bir üniversite hastanesiydi. Hastanenin ön bahçesinde fıskıyeler vardı. Fıskıyelerin tretuarının üzerinde bazı kelimeler vardı: Keşfetmek, öğrenmek gibi. Giriş holü çok genişti. Ahşap malzemeler kullanılmıştı dolayısıyla sıcak bir yerdi. O hastane kilisenin karşısındaydı. Ne zaman ki hastaneden kiliseye resim çekmeye karar verdim, binalar arasında, kilisenin arkasında o şeyi gördüm. Titanyum kaplamaları. Ve Pantherars'a sordum " One ne!" Aslında cevabını biliyordum. Gehry!



the red cırcle shows tıtanıum-clad / kırmızı cember tıtanyum kaplamayı gösteriyor


The architect who use titanium-clads his building. Frank Gehry! 

Binalarında titanyum kaplama kullanan mimar. Frank Gehry! 












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder