28 Aralık 2015 Pazartesi

Navy Pier / Navy İskelesi

Date: 9/28/2014 Sunday

We did check-out from Hotel and passed another one. (we had booked Hotels 1 month ago.) Hotels in America that is in same quality with Hotels in Turkey, is cheaper than Hotels in Turkey. The new one was Marriots. It was remote from Downtown.  It was designed with Modern Architecture. Previous one was designed Neo-Classical Style. So They had different design.

On next morning we had decided to have breakfast at Hotel. It was buffet brunch. I have eaten bagel first-time. It seems Simit (Turkish bagel. It seems bagel but it is with susame, bigger than bagel) without sesame. It tasted like bread. As though it was a salty donut.

Tarih: 28/9/2014 Pazar
Otelden çıktık ve bir başka otele geçtik. (Otellerden bir ay önce yer ayırtmıştık.) Amerika'da Türkiye'dekiyle aynı kalitedeki oteller Türkiye'dekinden daha ucuz. Yeni otelimiz Marriot'tu. (Normalde Türkiye'de epey pahalı ama burda normal bir fiyatı vardı) Şehir merkezinden uzaktaydı. Modern Mimari ile tasarlanmıştı. Önceki otel, Neo-Klasik tarzda tasarlanmıştı. Yani bu iki otelin tasarımları farklıydı.
Bir sonraki sabah otelde kahvaltı yapmaya karar verdik. Açık büfe kahvaltıydı. İlk kez Bagel (Beygıl) yedim. Susamsız "Simit"e benziyordu. (Yani Türk Simidine. Türk Simidi bagel gibi ama susamlı ve daha büyüktür.) Tadı ekmeğe benziyordu. Sanki tuzsuz donut gibi.

 We went to Downtown, again. I saw the Bean by the light of day. We tripped Millenium Park. It was a  very grand park near the lake. It had many different sculptures and statues. Some of them was design very famous designer. The park was generating contrast toward the skyscapers.

Şehirmerkezine gittik tekrar. Fasülye'yi gündüz gözüyle gördüm. Milenyum Park'ı dolaştık. Gölün yanında oldukça büyük bir park. Bir sürü farklı heykel ve büste sahipti. Bunlardan birkaçı çok ünlü tasarımcılar tarafından tasarlanmış. Park gökdelenlere karşı zıtlık oluşturuyordu.

Bean / Fasülye
Sculptures / Heykeller

Sculptures/ Heykeller
After the Millenium Park, we went to Navy Pier. It was one of most popular place in Chicago. We had a promotion from the Architecture Tour. The promotion was Lake Tour. Firstly, it didnt appeal to me. But i understood what was the purpose of the tour. They wanted to show us the silhouette of Chicago. While we were waiting on queue for getting on the vessel, a couple were front of us. Then we got on and found a bank for sitting. The air was very open and sky was so beautiful. Everybody were very quiet. While we were enjoying the tour, i heard a sound, violin sound. I looked aside. I saw that the man who was front of us on the queue, proposing to his girl friend for wedding. They stood up and the woman was astonished. Everyone who near of them, had begun to acclaime them. What a romantic moments!

Milenyum Park'tan sonra Navy İskelesine gittik. Şikago'daki en ünlü yerlerden biriydi. Mimarlık turundan bir promosyonumuz vardı. Promosyonumuz göl turuydu. Başta bu bana çekici gelmedi. Ama sonradan turun amacını anladım. Bize Şikago'nun siluetini göstermek istiyorlardı. Deniz aracına binmek için sırada beklerken, bir çift bizim önümüzdeydi. Sonra bindik ve oturmak için bir bank bulduk. Hava çok açıktı ve gökyüzü çok güzeldi. Herkes çok sessizdi. Turun tadını çıkarırken bir ses duydum. Keman sesi. Kafamı çevirdim. Sırada bizim önümüzde olan adamı kız arkadaşına evlenme teklifi ederken gördüm.Ayağa kalktılar, kız çok şaşırmıştı. Onların yakınındaki herkes onları alkışlamaya başladı. Ne kadar da romantik dakikalar öyle!


the Lake Tour / Göl turu


The Lake Tour / Göl Turu

Tour was finished. One of my friends who have been Chicago before, had said me "You have to go to the ferris wheel at Navy Pier.". I obeyed. It was the most well-groomed ferris wheel i have ever seen. It was so high and safely. It has pretty mini red cabins. Songs about Chicago was playing and a man voice was explaining about Chigaco as other guides. We went to a touristic mall after the Navy Pier Wheel. The mall contained foods and gifts stand. It was very colorful and full of strangers. Whole gift shops had materials about Chicago. Pencils, Mugs, Magnets and another touristic stuffs. I had got a whiff of bacon first-time ever from a food stand. It smelled too heavy.

Tur bitti. Daha önce Şikago'da bulunan arkadaşlarımdan biri bana "Navy Pier'da dönmedolaba gitmelisin" demişti. Söz dinledim:) Hayatımda gördüğüm en bakımlı dönmedolaptı. Çok yüksek ve güvenliydi. Sevimli kırmızı mini kabinleri vardı. Şikago hakkında müzikler çalıyordu ve bir adam sesi, diğer gezi rehberleri gibi Şikago hakkında açıklamalar yapıyordu. Navy Pier Dönmedolabından sonra turistik markete gittik. Market yiyecek ve hediyelik eşya standları içeriyordu. Çok renkliydi ve yabancılarla doluydu. Bütün hediyelik eşya dükkanları Şikagoyla ilgili materyallerle doluydu; Kalemler, kupalar, mahnetler ve diğer turistik şeylerle. Bir yiyecek standından şimdiye kadar ilk kez bacon (helal olmayan et) kokusu duydum. Çok ağır kokuyordu.
Tickets / Bilet Gişesi



In the Ferris Wheel / Dönmedolap içinde

The mall / Market

We went shopping and took pictures near the lake. I saw the famous apartment building by Mies van der Rohe the famous architect. Its name is Lake Point Tower. It was completed in 1968 and the tallest apartment building in the world at that time.

Alışveriş yaptık ve göl kenarında resimler çektik. Ünlü mimar Mies ven der Rohe'ye ait apartman yapısını gördük. Ismi "Göl Noktası Kulesi". 1968'de tamamlanmış ve o zamanlar dünyanın en uzun apartman binasıymış.


Lake Point Tower / Göl Noktası Kulesi 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder