30 Aralık 2015 Çarşamba

Leaving Chicago / Şikago'yu terk ediş

Date: 9/28/2014 Saturday

The our new journey was begining of another stories and an ad break for Chicago.


We had tripped Downtown for the last time. We took our car, departed from Chicago to pretty city Cleveland.

Yeni seyahatimiz, başka hikayelerin başlangıcı ve Şikago için bir reklam arasıydı. 

Son kez şehirmerkezini dolaştık. Arabamızı aldık, Şikago'dan sevimli şehir Cleveland'a yola çıktık.

Cleveland where M and P live, is on northeast of US, belong to  the Ohio State, close to Canada borderline. It has lakeshore to Lake Erie. Erie is a lake although it is bigger than Black Sea at the Turkey's north. The whether is usually cold there. It is pretty little city.

Cleveland M ve P' nin yaşadığı yer olup, Amerika'nın kuzeydoğusunda, Ohio eyaletine bağlı, Kanada sınırına yakındır. Erie Gölü'ne kıyısı vardır. Erie Gölü bir göl olmasına rağmen Türkiye'nin kuzeyindeki  "Karadeniz" den büyüktür. Hava genellikle soğuktur. Sevimli küçük bir şehir. 

You can see where Chicago and Cleveland on the America States map. White point indicates where Chicago is, and the red point indicates Cleveland. This map includes just states. Chicago is city which belongs to Illinios State. Cleveland is city which belongs to Ohio State.

Amerika eyaletler haritasında Şikago ve Cleveland'ın nerede olduğunu görebilirsiniz. Beyaz nokta Şikago'yu, kırmızı nokta Cleveland'ı işaret eder. Bu harita sadece eyaletleri içeriyor. Şikago, Illinios eylatine bağlı bir şehirdir. Cleveland, Ohio eyaletine bağlı bir şehirdir.



I have stayed at US for 2,5 months. It always is worried why i stayed at Ohio, why i choosed there. Its answer is very simple. Because, Mudejar and Pantherars live there.

Ben Amerika'da 2,5 ay kaldım. Neden Ohio'da kaldığım, neden orayı tercih ettiğim merak edilir hep. Cevabı çok basit. Mudejar ve Pantherars orada yaşıyor çünkü:))

I want to share a few pictures of this day which i took while the story of Chicago ends.

Şikago'nun hikayesi biterken o günün bir kaç resmini paylaşmak isterim.





The Turkish Embassy in this building / Türk elçiliği bu binanın içinde




28 Aralık 2015 Pazartesi

Navy Pier / Navy İskelesi

Date: 9/28/2014 Sunday

We did check-out from Hotel and passed another one. (we had booked Hotels 1 month ago.) Hotels in America that is in same quality with Hotels in Turkey, is cheaper than Hotels in Turkey. The new one was Marriots. It was remote from Downtown.  It was designed with Modern Architecture. Previous one was designed Neo-Classical Style. So They had different design.

On next morning we had decided to have breakfast at Hotel. It was buffet brunch. I have eaten bagel first-time. It seems Simit (Turkish bagel. It seems bagel but it is with susame, bigger than bagel) without sesame. It tasted like bread. As though it was a salty donut.

Tarih: 28/9/2014 Pazar
Otelden çıktık ve bir başka otele geçtik. (Otellerden bir ay önce yer ayırtmıştık.) Amerika'da Türkiye'dekiyle aynı kalitedeki oteller Türkiye'dekinden daha ucuz. Yeni otelimiz Marriot'tu. (Normalde Türkiye'de epey pahalı ama burda normal bir fiyatı vardı) Şehir merkezinden uzaktaydı. Modern Mimari ile tasarlanmıştı. Önceki otel, Neo-Klasik tarzda tasarlanmıştı. Yani bu iki otelin tasarımları farklıydı.
Bir sonraki sabah otelde kahvaltı yapmaya karar verdik. Açık büfe kahvaltıydı. İlk kez Bagel (Beygıl) yedim. Susamsız "Simit"e benziyordu. (Yani Türk Simidine. Türk Simidi bagel gibi ama susamlı ve daha büyüktür.) Tadı ekmeğe benziyordu. Sanki tuzsuz donut gibi.

 We went to Downtown, again. I saw the Bean by the light of day. We tripped Millenium Park. It was a  very grand park near the lake. It had many different sculptures and statues. Some of them was design very famous designer. The park was generating contrast toward the skyscapers.

Şehirmerkezine gittik tekrar. Fasülye'yi gündüz gözüyle gördüm. Milenyum Park'ı dolaştık. Gölün yanında oldukça büyük bir park. Bir sürü farklı heykel ve büste sahipti. Bunlardan birkaçı çok ünlü tasarımcılar tarafından tasarlanmış. Park gökdelenlere karşı zıtlık oluşturuyordu.

Bean / Fasülye
Sculptures / Heykeller

Sculptures/ Heykeller
After the Millenium Park, we went to Navy Pier. It was one of most popular place in Chicago. We had a promotion from the Architecture Tour. The promotion was Lake Tour. Firstly, it didnt appeal to me. But i understood what was the purpose of the tour. They wanted to show us the silhouette of Chicago. While we were waiting on queue for getting on the vessel, a couple were front of us. Then we got on and found a bank for sitting. The air was very open and sky was so beautiful. Everybody were very quiet. While we were enjoying the tour, i heard a sound, violin sound. I looked aside. I saw that the man who was front of us on the queue, proposing to his girl friend for wedding. They stood up and the woman was astonished. Everyone who near of them, had begun to acclaime them. What a romantic moments!

Milenyum Park'tan sonra Navy İskelesine gittik. Şikago'daki en ünlü yerlerden biriydi. Mimarlık turundan bir promosyonumuz vardı. Promosyonumuz göl turuydu. Başta bu bana çekici gelmedi. Ama sonradan turun amacını anladım. Bize Şikago'nun siluetini göstermek istiyorlardı. Deniz aracına binmek için sırada beklerken, bir çift bizim önümüzdeydi. Sonra bindik ve oturmak için bir bank bulduk. Hava çok açıktı ve gökyüzü çok güzeldi. Herkes çok sessizdi. Turun tadını çıkarırken bir ses duydum. Keman sesi. Kafamı çevirdim. Sırada bizim önümüzde olan adamı kız arkadaşına evlenme teklifi ederken gördüm.Ayağa kalktılar, kız çok şaşırmıştı. Onların yakınındaki herkes onları alkışlamaya başladı. Ne kadar da romantik dakikalar öyle!


the Lake Tour / Göl turu


The Lake Tour / Göl Turu

Tour was finished. One of my friends who have been Chicago before, had said me "You have to go to the ferris wheel at Navy Pier.". I obeyed. It was the most well-groomed ferris wheel i have ever seen. It was so high and safely. It has pretty mini red cabins. Songs about Chicago was playing and a man voice was explaining about Chigaco as other guides. We went to a touristic mall after the Navy Pier Wheel. The mall contained foods and gifts stand. It was very colorful and full of strangers. Whole gift shops had materials about Chicago. Pencils, Mugs, Magnets and another touristic stuffs. I had got a whiff of bacon first-time ever from a food stand. It smelled too heavy.

Tur bitti. Daha önce Şikago'da bulunan arkadaşlarımdan biri bana "Navy Pier'da dönmedolaba gitmelisin" demişti. Söz dinledim:) Hayatımda gördüğüm en bakımlı dönmedolaptı. Çok yüksek ve güvenliydi. Sevimli kırmızı mini kabinleri vardı. Şikago hakkında müzikler çalıyordu ve bir adam sesi, diğer gezi rehberleri gibi Şikago hakkında açıklamalar yapıyordu. Navy Pier Dönmedolabından sonra turistik markete gittik. Market yiyecek ve hediyelik eşya standları içeriyordu. Çok renkliydi ve yabancılarla doluydu. Bütün hediyelik eşya dükkanları Şikagoyla ilgili materyallerle doluydu; Kalemler, kupalar, mahnetler ve diğer turistik şeylerle. Bir yiyecek standından şimdiye kadar ilk kez bacon (helal olmayan et) kokusu duydum. Çok ağır kokuyordu.
Tickets / Bilet Gişesi



In the Ferris Wheel / Dönmedolap içinde

The mall / Market

We went shopping and took pictures near the lake. I saw the famous apartment building by Mies van der Rohe the famous architect. Its name is Lake Point Tower. It was completed in 1968 and the tallest apartment building in the world at that time.

Alışveriş yaptık ve göl kenarında resimler çektik. Ünlü mimar Mies ven der Rohe'ye ait apartman yapısını gördük. Ismi "Göl Noktası Kulesi". 1968'de tamamlanmış ve o zamanlar dünyanın en uzun apartman binasıymış.


Lake Point Tower / Göl Noktası Kulesi 



27 Aralık 2015 Pazar

News of Happiness / Mutluluğun Haberi

I learned that a new issue of Şiar Magazine will come out in January! I learned a lot of things from Şiar's writers. Reading the Şiar Magazine is always a significant experience. It reminds us of the reality with its deep topics and expressive writing. Its illustrates are also very clever. In addition, Şiar has travel section that talks about different countries and their cultures impressively.

Şiar -> www.siardergi.com
Twitter -> @siardergi
Instagram-> @siardergi


Şiar Dergi'nin Ocak'ta yeni sayısının yayinlanacagini duydum. Şiar dergisi yazarlarindan çok şey öğrendim. Şiar okumak daima önemli bir deneyimdir. Dokunaklı diliyle ve derin konularıyla bize gerçekleri hatırlatır. Bununla birlikte illüstrasyonlari çok zekice. Ve Şiar aynı zamanda gezi bölümü içerir ki farklı ülkelerden ve onların kültürlerinden etkileyici şekilde bahseder.

#ŞiarDergi


on January/ Ocak'ta

25 Aralık 2015 Cuma

Colors of the Chicago / Şikago'nun Renkleri

Türkçe metinlerle. (With Turkish texts.)

Date: 9/27/2014 Saturday 

We had left M's car to trip Downtown when we arrived there. I think, for meeting a city where you have never seen before, you have to tour the Downtown by walking. With a map. It will be certainly sagnificant experience. We toured every places like this.

Well.. We had left M's car at a parking lot and we had decided walking. The parking lot was organizated more different than other parking lots. It is thought that Coloring a parking lot storeys or numbering each column it can be enough to find your car. This Parking lot was a little bit different than others. Designer had given each storeys a profession name with color; Literature, Law, History and like some of those. It was catchy. I dont know why we left car at Law storey :) 

Şehirmerkezine vardığımızda M'nin arabasını bıraktık. Bence daha önce görmediğiniz bir şehirle tanışmak için şehrinmerkezini yürüyerek turlamalısınız. Bir haritayla.  Bu kesinlikle kaydadeğer bir deneyim olacaktır. Biz de her yeri bu şekilde turladık.

Evet, M'nin arabasını otoparka bırakmıştık ve yürümeye karar vermiştik. Otopark diğerlerine göre daha farklı organize edilmişti. Otopark katlarını boyama ve her kolonu numaralandırma, arabanı bulabilmeniz için yeterli olduğu düşünülür. Bu otopark, diğerlerinden biraz farklıydı. Tasarımcı, her bir kata ayrı meslek isimleri vermişti bir renkle birlikte; Edebiyat, Hukuk, Tarih ve bunlar gibi. Akılda kalıcıydı. Arabayı neden Hukuk katına bıraktığımızı bilmiyorum :) 

After the Salaat, we began to trip. I was observing again. We saw a group who were African American. They had brought musical instrumants. They were playing and dancing on the street. Everyone who passing from their neary were participating to dance. They were colorizing the streets. However, we were runing across some musicians another streets,too. Some musicians was playing professional instrumants, some of them was playing with another materials; paintbox with a stick. And we saw some groups who were making a speech to people talking a opinion about system, religion. So, Chicago's streets were very colorful. 

Namazdan sonra turlamaya başladık. Yeniden gözlemliyordum. Siyahi bir grup gördük. Müzik ensturmanları getirmişleri. Sokakta çalıyorlar ve dans ediyorlardı. Onların yanından geçen herkişi dansa katılıyordu. Sokağı renklendiriyorlardı. Bununla beraber başka sokaklarda yine bazı muzisyenlerin yanından geçtik. Bazı müzisyenler profesyonel ensturman çalarken bazıları başka materyallerle çalıyordu; boya kutusu ve çubukla. Ve sokakta sistem, din hakkındaki görüşlerini anlatmak için söylem yapan bir grup gördük. Yani, Şikago sokakları çok renkli.

Sokak söylemcileri / Street declaimers
at Parking lot / Otoparkta

Muslims were realizing us and saying greeting very loudly. Firstly, i suppose i didnt understand what this person said us. Then, I realized this words Muslim greeting. I was astonished. Normally, Muslims say with special greeting in Islam (Esselamun Aleykum. It means "peace be upon you") if  they see their religious fellows. But hearing the muslim greeting was uncommon for me. Because, now at Turkey, this behaviour is forgotten on the street speechs. 

Müslümanlar bizi farkediyor ve yüksek sesle selam veriyorlardı. Önce bize ne söylediklerini anlamadığımı zannettim. Sonra Müslümanların selamı olduğunu fark ettim. Çok şaşırdım. Normalde müslümanlar özel bir selamla (Esselamun Aleykum. Anlamı: barış-selamet üzerine olsun. Allah'ın selamı demektir) selamlarla eğer din kardeşlerini görürlerse. Ama bu benim için alışılmadık birşeydi. Çünkü, şuan Türkiye'de bu davranış sokakta unutuldu. 


I have made a list. It contained some important the buildings at Chicago. I would like to see The Auditorium Building. We found it on the map and went to there. Yes, finally finally i saw it! I passed into its stone archs and say "Hello Auditorium, hello Louise Sullivan" after the Sullivan's building, We saw the building of Mies the fuctionalist architect and the Flamingo (sculpture).

Bir liste yapmıştım. Şikago'daki bazı önemli binaları içeren. Oditoryum (konferans, konser ya da tiyatro gösterilerinin yapılabileceği gibi düzenlenmiş büyük salon.) Binasını görmek isterdim hep. Onu haritada bulduk ve oraya gittik. Evet, sonunda sonunda onu gördüm! Taş kemerlerinin içinden geçtim ve "Merhaba Oditoryum, Merhaba Louise Sullivan" dedim :) Sullivan'ın yapısından sonra Fonksiyonel Mimar Mies'in binasını ve Flamingo'yu (heykel) gördük.
Auditorium Building/ Oditoryum Binası


 


After the sun goes down, we were hungry and tired. You can estimate that we are choosy in eating. We found a vegan restaurant. We weren't vegan but we could eat what vegans are prefering for non-alcoholic foods. I met the opinion of vegans. They were like vegetarian but they were different a little bit. They eat only herbal food and dont drink even milk. They eat resemblance foods instead of chicken, meat or yogurt. The foods were preapered with herbal. I bought a chicken salad and lemonate with lavender. But apperantly it wasn't a salad with chicken. They had put things that were made of barley instead of chicken. And I have never drunk lemonate with lavender before. It was very very amazing. There were brochures on each tables. The text  on brochures were totally about "why dont we have to eat animal foods".. Why?

Güneş battıktan sonra acıkdık ve yorulduk. Tahmin edebilirsiniz ki yemek seçiyoruz. Bir Vegan restoranı bulduk. Vegan değiliz ama Veganların alkolsüz olarak tercih ettiği yiyecekleri yiyebilirdik. Vegan düşüncesiyle tanıştım. Onlar vejateryan gibiler ama biraz daha farklılar. Sadece bitkisel yiyecek yiyorlar. Süt bile içmiyorlar. Tavuk, et ve yogurt yerine benzer yiyecekler yiyorlar. Bu yiyecekler bitkilerle hazırlanıyor. Tavuklu salata ve lavantalı limonata aldım.  Ama görünen o ki o tavuklu bir salata değildi. Tavuk yerine arpadan yapılmış bir şey koymuşlardı. Ve şu ana kadar lavantalı limonata hiç içmemiştim. Gerçekten muhteşemdi. Her bir masada broşür vardı. Bröşür üzerindeki yazı bütünüyle "neden hayvansal ürün yememeliyiz" hakkındaydı. Neden yemeyelim ki :D

Broşür üzerindeki yazı:  Biz yerli kankilerimizi seviyoruz. Daha önce duydunuz mu?
Koyunlar kuyruklarını şefkat göstermek için sallar. Domuzun dünyadaki 5. en zeki hayvan olduğu
düşünülür. Inekler muhteşem bir hafızaya sahiptir ve kendi isimlerini öğrenip tepki verebilirler. Tavuklar
100den fazla yüzü tanıma yeteneklerine sahiptir ki sadece kendi tavuk kardeşleri değil, aynı zamanda
insanları da. Anne domuzlar yavrularına bakım amaçlı şarkı söylerler ve yavru domuzlar yeni doğduklarında
kendi isimlerini tanırlar ve annelerinin sesine koşarlar. Yumurta tavukları, yavruları yumurtadan çıkarken bile onlarla
iletişime geçerler. İnekler de insanlar gibi yakın arkadaşlık kurarlar. Tavukları 200den fazla belirgin sesi iletişim için
kullanırlar ve bu bilgiyi nesilden nesile aktarabilirler. Balık başka birinden bilgi toplamak için kulak misafiri olabilir . (Şimdi bu yazı sonunda veganlara çok fazla muhalefet olabilirdim, bitkilerin özelliklerini anlatıp, bence bitki de yemeyin yazık diyerek ama ABD' de onlar sayesinde helal yiyecek yiyebildiğimiz için saygı duyup susuyorum.)


Restoran içinden / from inside the restaurant.


the Building Batman/Batman binası

It was night. And i saw "the building" that was from Batman movie! Its story was very weird. When the building was constructed, people thougt humans couldt build the high-rise building higher than it. So probably nobody wouldnt see the statue's face on the top. they might  not make the face.And yes,the statue has no face. I sure that these people took a lessons from the technology.

Gece oldu ve Batman filmindeki binayı gördük. Binanın hikayesi çok tuhaftı. Bina inşa edilirken, insanlar bu binadan daha uzun bir bina inşa edilemeyeceğini düşünmüş. Yani muhtemelen kimse tepedeki heykelin yüzünü göremeyecekti. Onlarda heykelin yüzünü yapmayabilirdi. Ve evet, heykelin yüzü yok. Eminim o insanlar teknolojiden büyük ders almışlardır.






Afterwards, we walked to parking lot. And The Music group still was there! They had been playing during whole day. 

Herseyin sonunda otoparka yürüdük. Ve müzik grubu hala ordaydı. Bütün gün boyunca çalmışlar:D 


at Right: Music group. /sağda müzik grubu




flamingo heykeli

Chicago Architecture Tour / Şikago Mimarlık Turu

To Downtown / Şehir Merkezine doğru
Date: 9/27/2014 Saturday

Follow your interests where you are.

The Chicago was full of my interests, actually, one of my interests was Chicago. Because, when i was at University, we have been studying on the history of the contemporary architecture. We have learned The History of Chicago's structiring and its urban design. Therefore, this city was all of my knowledge what i learned about Chicago.



Tarih: 27/9/2014 Cumartesi

İlgini çekenleri takip et, her neredeysen.

Şikago, benim ilgimi çeken şeylerle doluydu. Aslında ilgimi çeken seylerden biri Şikago'ydu. Çünkü üniversitedeyken Çağdaş Mimarlık Tarihi üzerinde çalışmıştık. Şikago'nun yapılaşmasını ve onun kentsel tasarımını öğrenmiştik. Bu yüzden bu şehir benim Şikago hakkında öğrendiklerimin hepsiydi.







The Urban of it was designed on gridal planning. You see that on its maps what i mean. And the Streets are like duble-layer. But actually the second layer are a railway on the first layer. Thus, a lot of streets was so loudly. You can see the sky while you are walking on the roads. There are large yard between the buildings. So the skyscapers of this city are not block your looking angle to Sky. The whether is usually windly. Chicago has many contrast patterns which are the buildings, large green areas and water features with a lot of bridges.


Kentsel tasarımı Gridal şekilde tasarlanmıştır. Şikago'nun haritasına bakarsanız ne dediğimi anlayabilirsınız. Ve sokakları çift katmanlı gibidir. Ama aslında ikinci katman, birinci katmanın üzerindeki bir demiryoludur. Dolayısıyla birçok sokak çok gürültülüydü. Cadde üzerinde yürürken gökyüzünü görebilirsiniz. Binalar arasında geniş alanlar vardır. Yani gökdelenler gökyüzüne bakış açını engellemez. Hava genellikle rüzgarlıdır. Şikago pek çok kontrasta sahiptir ki bunlar binalar, geniş yeşil alanlar, su öğeleri ve köprüler.





Architecture Tour/ Mimarlık Turu
Before 1871, whole city had made of wooden buildings. At 1871,unfortunately it had burned to ashes after it fired. Then, engineerings had discovered how they can construct resistant buldings. Concrete with steel. The large glasses were used as windows first-time. However, The high-rise buildings were founded. The Chicago Ecole was born. I mean grand-grandfather of skyscapers lives in this City. One of these ancestors is The Auditorium by Adler&Louise Sullivan.

1871'den önce bütün şehir ahşap yapılardan oluşuyordu. 1871'de, ne yazık ki yanarak küle döndü. Böylece mühendisler, nasıl dayanıklı yapılar yapılabileceğini keşfetti. Beton ve Demir. Büyük-geniş camlar ilk kez kullanıldı, pencere olarak. Bununla birlikte yüksek katlı binalar bulundu. Şikago ekolü doğdu. Demek istediğim, gökdelenlerin büyük büyükbabaları bu şehirde yaşamaktadır.Bu atalardan biri Adler ve Louise Sullivan'a ait Oditoryum yapısıdır.


After we had pretty breakfast, we joined to Arhitecture Tour. It was touring with a boat on Chicago's veins. The boat was full of tourists such as us. I realized that when we were in a queue of tickets, always an Indian family were waiting behind or front of us. It was nice, because, i had watched a lot of movies that made by Bollywood and i wonder of Indian culture.

Sevimli bir kahvaltıdan sonra Mimarlık turuna katıldık. Bu, bir botla Şikago'nun damarları üzerinde yapılan bir turdu. Bot, bizim gibi bir çok turistle doluydu. Şunu farkettim ki ne zaman bir bilet sırasının içinde olsak, daima Hintli bir aile arkamızda ya da önümüzde oluyordu. Bu güzel bir şey çünkü bir çok Hint filmi izledim ve Hint kültürünü merak ediyorum.


The Guide told stories of each buildings. Some building's stories were very weird (you have to read about civic opera house. It has very frivolous story.) Some stories were very technical.

Interestingly, i saw a selfie stick first time at this tour..lol.


Gezi rehberi her binanın hikayesini anlattı. Bazı binaların hikayesi çok tuhaftı (Civic Opera Binası'nın hikayesini okumalısınız. Çok ciddiyetsiz bir hikayeydi.) Bazı binaların hikayesi ise çok teknikti.

İlginç bir şekilde selfie çubuğunu ilk kez o turda gördüm :D



 We are muslims. We had to perform Salaat (we do that 5 times in a day; at after the sunrise, afternoon, after the sunset, evening and night.) we were lucky that there was a Masjid in Downtown. Thats so impressive finding your religious fellows at another countries. I believe that you can understand me if you find your religious fellows at another country, what i mean when you have same feelings. The building used as a masjid (Downtown Islamic Center) was on the state Street. It has a text that was "avenue" with big letter font on its front facade. The man who we thought probably he was from Pakistan, greeted us with Selam. Apperantly, this foundation would hold an organization for Eid, because some posters was hanged on the walls and doors.



Biz Müslümanız. Namaz kılmalıydık. (Bunu günde 5 kez yapıyoruz. Güneş doğmadan önce, Öğle vakti, güneş batmadan önce, akşam ve gece). Şanslıydık çünkü şehir merkezinde bir mescid vardı. Din kardeşlerini başka ülkelerde bulmak çok etkileyici. İnanıyorum ki eğer kendi din kardeşlerinizi bulursanız başka bir ülkede, ne demek istediğimi anlayabilirsiniz. Mescid olarak kullanılan bina (Şehrinmerkezi Islam Merkezi), State sokağı üzerindedir.Ön yüzünde, üzerinde, büyük harflerle yazılmış "avenue" yazısı bulunmaktadır. Pakistanlı olduğunu düşündüğümüz bir adam bizi Selamla karşıladı. Görünüşe göre bu kuruluş bir organizasyon düzenleyecekti, Kurban bayramı için. Çünkü duvarların ve kapıların üzerinde posterler asılıydı.


First Night at Chicago / Şikago'da ilk gece




Date: 26/9/2014 Friday

 And finally we arrived to the Glorious City.We left my luggages, went out of the Hotel. 

Pantherars had been at Chicago before. P (Pantherars) who is a native. I was so lucky that we toured together. First of all we had begun to walk slowly along Michigan Ave from Hotel to the famous pizza restaurant. I started to take pictures that would be the first pictures in files that contain eighteen-thousands media files. Videos and Pictures.

We went to Millenium Park. I saw the Cloud Gate Bean. It was a very huge Bean:) Its surface was reflected its own around, especially at night, The reflections on its west surface was more brilliant than it was in the morning. Of Course i took a lot of pictures!

Afterwards, we went to the most famous pizza restaurant in Chicago. Its name is "Giordano's Pizza". Pizzas of The Giordano's were the most thickest Pizza i have ever seen. It seems like a cake with tomato paste and salt or red tart with salt. But it tasted really really amazing.

And the call from Mudejar : I will come to you!
Mudejar had been driving car from Cleveland to Chicago. The Journey takes 5-6 hours. M (Mudejar) is a doctor, M had started to drive when M left the work. Probably, M was too tired.

We ate our delicious Pizza and turn back to Hotel again. 







 Tarih: 26/9/2014 Cuma

Ve sonunda gözkamaştırıcı şehre vardık. Valizlerimi bıraktık ve Otelden dışarı çıktık.

Pantherars daha önce Chicago'da bulunmuştu. O bir yerli.(Çifte vatandaş. Hem Amerika hem Türkiye) Birlikte turladığımız için çok şanslıydım. Herşeyden önce Michigan Bulvarı boyunca yavaşça yürümeye başladık, Otelden-Pizza Restoran'ına doğru.Fotoğraf çekmeye başladım ve bu fotoğraflar, sonradan 18000 medya dosyasını içeren dosyaların ilk fotoğrafı olacaktı. Videolar ve fotoğraflar.

Milenyum Park'a gittik. "Bulut Kapısı" yani "Fasülye"yi gördük. Kocaman büyük bir fasülyeydi. Yüzeyi çevresini yansıtıyordu, özellikle gece zamanı, batı yüzeyinde yansıyanlar, sabahkine göre daha ışıltılıydı. Tabi ki bir sürü resim çektim :)

Daha sonra en ünlü (Chicagodaki) Pizza Restoran'ına gittik. İsmi "Giordano'nun Pizzası". Giordano'nun pizzaları şu ana kadar gördüğüm en kalın pizzalardı. Salçalı ve tuzlu ya da tuzlu kırmızı bir tart gibi gözüküyordu. Tadı gerçekten muhteşemdi.

Ve Mudejar'dan çağrı: Yanınıza geliyorum!

Mudejar Cleveland'dan Chicago'ya araba sürüyordu. Bu yolculuk 5-6 saat alır. O bir doktor, iş çıkışı araba sürmeye başladı, muhtemelen çok yorgundu.

Lezzetli Pizzamızı yedik ve Otele geri döndük.


 

First Glance / Ilk bakış

Date: 9/26/2014 Friday

Yes! It was Chicago. I was very astonished. This was my first day at US. Arriving to Chicago took approximately 16 hours. My flight was via THY (Turkish Airlines) which was a wonderful experience.The food was delicious, Seats were very comfortable. The airplane was full of strangers. The passenger at next seat was an Arabian woman. We have never told during whole journey.

The polices who were responsible for passport checking, are very polite. There is a huge American welcome flag was hanged down from ceiling.  Pantherars picked me up from O'Hare International Airport. 

SO.. Here we go!
We found a taxi. Taxi driver was from Pakistan. He was wearing a long shirt and a cap.He had bread. It seems as a traditional cloth. Until we arrived our hotel, i had started to sound very weird and loudly.


"Allahımmm!!!" (like Oh my God, we use the word)

I was feeling like that The oncoming city with its skyscapers was as though a known picture on the net. And we had been getting into this magnificent picture.

"Allahım!!

 Oh windy city!




Tarih: 26/9/2014 Cuma 

Evet! Chicago! Çok şaşkındım. Amerika'daki ilk günümdü. Chicago'ya varmak yaklaşık 16 saat aldı. Uçuşum Türk Hava Yolları vasıtasıyla oldu ki gerçekten muhteşem bir deneyimdi. Yiyecekler lezzetliydi. Koltuklar çok konforluydu. Uçak yabancılarla doluydu. Yan koltuğumdaki yolcu bir Arap bayandı. Bütün yolculuk boyunca hiç konuşmadık.

Pasaport kontrolünden sorumlu polisler çok nazikti. Kocaman bir Amerikan Hoşgeldiniz bayrağı tavandan aşağıya sarkıtılmıştı. Pantherars beni O'Hare Uluslararası Havaalanından aldı. 

Ve...Gidiyoruzz!
Bir taksi bulduk. Taksi şoförü Pakistanlıydı. Uzun bir gömlek giyiyor, bir başlık takıyordu. Sakalları vardı. Kültürel bir kıyafet gibi gözüküyordu. Otele varana dek tuhaf ve yüksek sesler çıkarmaya başladım.

"Allahımmm!! (Oh my God için bu kelimeyi kullanırız.)

Yaklaşan şehir, gökdelenleriyle birlikte, sanki internetteki bilinen bir resim ve biz de bu görkemli resmin içine giriyormuş gibi hissediyordum.

"Allahımmm"

Oh Rüzgarlı şehir!


 

Hello Universe! / Merhaba Evren!

Hey everyone! 

My name is Antares. It is my soul's name:)
I watched a movie recently. A girl decided to write a blog about recipes of cookings. She h as a book that is written by Julia (one of the best chefs she was an American and tried to French recipes for American women who dont have any their own maids.) And she took an account, started to write every recipes she tried at her own kitchen) The movie was so pretty. Thus, i have decided to share my story which is about travel to US and a few Turkish Travellers :) it contains from September 2014 to December 2014. Maybe i will not find an opportunity to travel like this one, again. 

And i m so sorry for my pretty weird english...lol

Merhaba herkese!
Benim adım Antares. Bu benim ruhumun adı. Geçenlerde bir film izledim. Hikayedeki kız yemek tarifleri hakkinda blog yazmaya karar vermisti. Julia tarafindan yazılan bir kitabı vardı. (Julia en iyi Amerikan şeflerinden biridir ve evinde yardimcisi olmayan Amerikan bayanlar icin Fransiz tariflerini denedi.) Film cok sevimliydi. Boylece benim hikayemi paylasmaya karar verdim, Amerika'ya seyahat ve birkac Turk gezgin hakkinda:) Eylul 2014 ve Aralik 2014u kapsiyor. Belki bunun gibi bir seyahat yapma firsati bir daha bulamayacagim tekrar. 


Ve cok uzgunum benim sevimli tuhaf ingilizcem icin...